17 Mayıs 2011 Salı

Canistan- Yusuf Atılgan

Elime aldığımda bir köy romanı okuyacağımı düşünerek endişelendim. Anayurt Oteli ve Aylak Adam'ı okuduktan sonra Yusuf Atılgan'ın bendeki etkisini kaybetmesini istemiyordum. Kaybetmedi.

Kitap tamamlanmamış, fakat okurken bunu fark etmedim ben. Her şey yerinde idi. Eğer köy romanı ise bu, belki okuduğum en iyi köy romanı. Belki kısmen tarihî roman.

"Çaktırmadan sinsice yaklaşıp istediğimiz kızın etekliğine mantar tabancasını sıkarak korkutur, böylece onu sevdiğimizi belirtirdik. Yüreğim çarparak Emine'ye yaklaşırken cebimde saklı tabancayı fazla sıkmış olacağım ki tetikteki parmağım tabancayı patlatmış ve cebimdeki mantarlardan biri de ateş alarak elimi yakmıştı. Bayramlık setremin cebinin astarı da biraz yanmıştı. Korkunç bir acıyla gözlerim sulanmış dururken Emine sıradan ayrılıp 'oh olsun, korkutacaktın değil mi?' diyerek yanıma gelmiş, avcumdaki yanığı görünce 'çok mu acıyo' deyip ağlamaya başlamıştı."

"-Ankara'da Kemal Paşa'nın yeni devleti varmış Hacamca. Ordusu ne, Yunan ordusunu iki savaşta bozmuş. Belki buralara da gelirler.
-Duydum oğul, dilerim doğrudur. Allah ona zeval vermesin bari."

"İkindi namazından sonra -doğrusu nicedir namaz kılmayı da unutmuştu; okumak falan hak getire; Arif Ağa'ya uyup yatıp kalkmış, 'Tanrım bağışlar' diye düşünüp bu işten kendince yüzünün akıyla çıkmıştı- imam, Arif Ağa ve öteki tanıkla eve gittiler."

"-Bu akşam camiye gitmeyecek misin?
-Okumayı bile unutmuşum kız. Günah olur böyle namaz kılmak.
-Namaz surelerini ben ezberletirim sana. Ramazan'da ne camiye gitmezsen gavur derler sana.
-Giderim elbet."

"Bundan sonra 'Osmanlıların kâfesi hürriyet-i şahsiyelerine maliktir.' Bundan sonra hürriyet-i şahsiye her türlü emrazdan masundur; hiç kimse kanunun tayin ettiği sebep ve suretten maada bir bahane ile mücazat olunamaz.
Yaşasın padişahımız, yaşasın hürriyet, yaşasın adalet, yaşasın müsavat, yaşasın uhuvvet, evet, yaşasın Kanun-ı Esasi, bütün meşrutiyet idare, yaşasın, yaşasın...
Oh! (Dün) bütün yüzlerde, herkesin, evet bilaistisna herkesin... büyük, küçük, asker, memur, esnaf, gani, fakir, müslüman, hristiyan, musevi, bütün osmanlıların yüzlerinde görülen revnak-ı mübarek hürriyet... Bu tasvire sışar mı idi?"

Hiç yorum yok: