26 Ağustos 2010 Perşembe

Mehmet Rauf- Böğürtlen

Sözde Kızlar'dan birkaç gün sonra okuyunca size hemen üç benzerlikten bahsedebilirim. Yalnız karşılaştırma yapmadan sadece bu kitaptan örnekleriyle yapabiliyorum.

1. Kadınların elbiseleri altında nasıl bir vücudu olduğunu tahmin etme:
"Ufak tefek olmakla birlikte bir kadın için tam orantılı bir vücudu vardı. Dışarıdan daha çok zayıf denebilecek vücudunda, bluzunun altından canlılığı derin bir zevkle dikkati çeken zengin göğsü ve dış çizgilerini gizleyerek süsleyen dolgun kalçalarıyla nefis bir vücut örneği gösteriyordu."

2. Giyimi ve hareketleriyle tasvip etmedikleri kadınları kötüleyip yine de etraflarından ayrılmamak, onlarla muhakkak bir şeyler yaşayıp tafsilatlı bir şekilde anlatmak ve sonra onlardan nefret etmek.
"Bu olağanüstü hızla, olağanüstü işler yapmalıdır, diyordum; elimin altında sıcak bir teslim oluşla çarpan bu elleri yavaş yavaş, küçük küçük parmaklarımın içine alıverdim ve hücumlarıma ses çıkarmadığını, sıkıştırmalarıma karşılık verdiğini görerek, gözlerim bulanıyor, başım dönüyordu. Birdenbire bir cinnet kasırgası içinde ne olursa olsun diye bu eli kaldırıp dudaklarıma götürdüm. Onun uysallığıyla bütün damarlarım en ateşli bir kasırga içinde dövünüyordu. Koluma doğru eğilmiş duran başını görmek için yarı döndüm. Gözleri tam bir sarhoşluk içinde süzülmüş, erimiş; başı, kolumun üstünde, hemen hemen bayılmıştı....
... Aman Yarabbi! Bu kadar... Bu kadar kolay ha?
Ancak daha önceki gün benim için, bütünüyle yabancı olan bir genç kız. Bu nasıl şeydi?
...Ah iğrenç. İğrenç...
... Biraz önce yuvarlandığım zevk ve şehvet uçurumundan şimdi silkinerek kendimi kurtarmış, düşmanca bir soğuklukla Süheyla'ya bakıyordum."

3. Yine her zamanki gibi seksist yazarımız karşımızda:
"Bir kadın ilahi varlığını, değerini bilmeyince kadın değil, yalnızca bir dişidir; her dişi gibi aşağılanmış ve kirli bir yaratıktır.

Özetle, Pertev Müjgan'a aşık oluyor. Pek yabani Müjgan'a çeşitli benzetmeler yaparak "böğürtlen" diyor.

"Nasıl bakıyordum o nasıl nefis idi."

"Bakıyorum; işte göğüs, işte boyun, işte bel! Müjgan'da ne varsa, bunda da her şey var. Sonra, Müjgan, benim için her şey ve bu hiç... hiç! Ne korkunç bir sır."

Hiç yorum yok: