2 Mayıs 2010 Pazar

Bertrand Russell-Why I Am Not a Christian

Bertrand Russell'ın konuşmalarından ve yazılarından oluşan kitap adını 6 Mart 1927'de yapılmış ve ses getirmiş, daha sonra risale olarak yayımlanmış konuşmasından alıyor. Benim de kitapta en çok ilgimi çeken bölüm bu kısmı idi.
Russell, St. Augustine, Aquinas zamanında Hristiyan dediğimizde ne olduğu belli idi belki ama şimdi önce Hristiyan kim sorusunu sormalıyız diyor. Önce iki kriter söylüyor bunun için: Tanrı'ya ve bu hayattan sonrasına inanmalıdır. Yalnız, diyor; Muhammediler de inanıyor buna. (Burada Muhammedi dediği için Russell'a şaşırdım. Russell bile bu hatayı yapıyorsa artık ben Musevi diyenleri tek tek düzeltmekten vazgeçeyim dedim.) O zaman bir kriter daha lazım bize; o da Mesih inancı. İsa ilah değilse bile insanların en iyisi, en bilgesi demelidir bir Hristiyan.
Sonra Russell ben bunların üçüne de inanmıyorum diyerek nedenlerini açıklıyor. Ben dikkatle okudum, fakat aynı özeni yazma konusunda gösteremeyeceğim. Kitabın ilerleyen bölümlerinde Hristiyanlık ayrı kilise ayrı onu görelim önce diyor. 1934'teki bu görüşüne o yıllarda sahip değilmiş ki bu ayrıma gitmeyip kilise çok saçma bir yer, zaten Hristiyanlar da yapmıyor ki İsa'nın her söylediğini, aman bana ne ben de inanmıyorum tavrı takınıyor. Bu kadar başarısız bir ben neden inanmıyorum tasviri beklemiyordum.

Kitabın bundan sonraki bölümleri arasında özellikle ikisinde üzerinde en fazla durduğu konu Hristiyanlığın cinselliğe yaklaşımı olmuş. Bu iyi, güzel. Ben sadece "Has Religion Made Useful Contribitions to Civilization" adlı bölümde, neden herhangi bir bağlantı kurmaksızın sadece bu konudaki görüşlerini anlatmış onu anlayamadım. Bu bölümde dikkatimi çeken diğer bir konu da yiğidi öldür hakkını yeme diyerek soruya evet demesi, sonra da neden evet dediği konusunda kesin olarak bir şey söylememesi. Eleştirdiği alanlardan biri de bu konuda Hristiyanlık'ta azizliğin ruhani hayata dayalı bir makam olması. Toplum için bir şey yapan sadece ömrünü Türklerle savaşa adamış olan St. Louis, diyor.

Our Sexual Ethics ise 1936'da kaleme alınmış. Russell'ın bir önerisi var: Madem bu kadar insan bu ahlaki kurallara uymada başarısız; o halde neden onları değiştirmiyoruz?

"As I said before, I do not think that the real reason why people accept religion has anything to do with argumantation. They accept religion on emotional grounds. One is often told that it is a very wrong thing to attack religion, because religion makes men virtious. So I am told; I have not noticed it."


"What I Believe "I have tried to say what I think of man's place in the universe, and of his possibilities in the way of achieving the good life... In human affairs, we can see that there are forces making for happiness and forces makingfor misery. We do not know which will prevail, but to act wisely we must be aware of both"

2 yorum:

Faruk Ahmet dedi ki...

Muhammedî/Musevî vs. demek neden yanlış?

seyyarat dedi ki...

Hristiyanlara İsevi demek de aynı şekilde yanlış aslında ama artık İsevi derken başka bir grup kastediliyor.

Bir dinin adlandırılması genelde birkaç isimle olur bunların arasından bir tanesi seçilip yaygınlaşır. Bu seçilenin de dinin özüne uyması gerekir denir. Bu sebeple İslam yerine Muhammedilik dersek peygamberin oradaki konumunun insan/peygamber olduğunu gözden kaçırırız, denir.

Musevilik için de bu durumda şunu açıkça görebiliriz ki bu dinin merkezi Musa değil. Irkın ön plana çıkarılması bir millet/din olması Yahudilik adını kabul edilebilir yapıyor. Din adamlarının önemini vurgulayan bir isim de ikincil olarak kullanılabilirdi fakat Musevi çok yanlış bir seçim. Tabii Musevi kelimesinin çok politik bir yaklaşımla ortaya çıktığını da unutmamak lazım. Yahudi kelimesinin bir tür hakaret olduğu bir dönemde birlikte iş yapabilmek vs için onları adlandıracak daha sevimli bir isim bulunmuştu, işleri görülmüştü.