27 Mayıs 2010 Perşembe

Murat Menteş-Korkma Ben Varım

Dublörün Dilemması'nı sevdiğimi, daha doğrusu çok eğlenceli bulduğumu biliyorsunuz. Bilmiyorsanız hemen sağdan bulup okuyabilirsiniz. Yalnız Menteş biraz abartmış bu kitabında. Benzetmeleri eğlenceli buluyordum evet ama bu kadarını sıkıcı bulduğumu fark ettim.

Olayları anlatan karakterler sürekli değiştiği için başlıkları iyi takip etmelisiniz bu kitapta. Bunu kim söylüyordu hissine kapılmanız olası. Bir de benim gibi birkaç kitabı bir arada okuyorsanız ve hafızanız da çok iyi değilse "Ne olmuştu ki? Neden böyle dedi şimdi?" gibi cümleler kurabilirsiniz bolca. Neyse ki aynı olayı başkalarının ağzından defalarca anlatıyor da bir kısmını hatırlayabiliyorum böylece. 

Dublörün Dilemması'ndaki Nuh Tufan'ın birkaç kez adı geçiyor, o anlarda girecek mi diye bekliyorum; olmuyor. Hayati Tehlike, Şebnem Şibumi, Fu, Müntekim Gıcırbey, Atom Bombacıyan gibi isimler var bu kitapta da. İsimleri seviyorum itiraf etmeliyim. Kader'in soyadının Güler olmasını, evlendikten sonra Kader Güler-İnşallah olmasını da sevdim mesela. Böyle ilkokulda güldüğümüz türden şeyleri seviyorum yani. Yine de abartmasaymış keşke. 

"İyi yapmışsın. Bir kadına sahip olmak için, ona kendinden başka şeyler de sunmalısın. Bak, yerinde olsam asla evlenmem. Evlenmek erkeğin intiharıdır. Her kadın er ya da geç delirir. Tüm zarif kızların içinde pusuya yatmış bir şişko karı vardır. Nikah defterine imzayı attığın anda, karının metamorfozuna start vermiş olursun. Karın şişmanladıkça sesi de gürleşir. Hayatın boyunca, işsiz kalmış bir porno aktörü gibi hissetmek istiyorsan, o ayrı. " 

"Sen ne hissedersen hisset prensesler terler, kraliçeler geğirir, manken kızlar yellenir. "

"-Saçmalayı bırak. Bir şapkayı beğenince onu kafana çiviyle çakıyor musun?
-Yani?
-Evlenme."

"Tarihî olmayan bir tek an bile yoktur. Fakat uzmanlar bu durumdan doğan sorumluluğu reddeder. Ve tarihin en önemli özelliği, tekerrür etmesidir. Geçmişi bilmek, insanın üstesinden gelebileceği kadar kolay bir iş değil. Bu nedenle tarihçiler kahinlere benzer. Üç çeşit tarihçi olduğu söylenir.: Yalan söyleyenler, yanılanlar, bilmeyenler. Yani tarih ile hakikat iyi geçinemez."

"Son sözlerimi söylemenin vakti geçmek üzere. Şebnem'in otel sabunu gibi küçük kulağına, sessizce "Seni seviyorum" derken, pırlanta yüzüğü parmağına takıyorum. Şebnem aşk coşkusu ve ölüm korkusuyla şoklanmış halde fısıldıyor: "Sevgilim, bu adamlar bizi öldürecek!" Son sözlerime şerh düşüyorum: "KORKMA BEN VARIM!" 

Hiç yorum yok: