Okuduğum en yorucu kitaplardan biri idi. Kitabın içinde büyük bölüm Amerikan askeri olan, özellikle de Irak'ta "görev" yapan kadınlara dair idi. Akademik bir çalışma olduğu için tarafsız davranılmaya çalışılmış mümkün olduğunca. Yalnız verilen detaylardan Amerikan askerinin zeka seviyesine dair genel bir yargı edinmek çok kolay. Üzerinde çokça durulan üç isim ise benim aklımda isim olarak kalmamış olsa da size tanıdık gelecektir. En azından tıklaranız tanıdık geldiğini göreceksiniz.
Lynndie England: Rolling Stones'un Dangerous Beauty şarkısına ilham olmuş. Görünce hemen hatırlamışsınızdır fotoğrafları ve haberleri. Hatalıyım; farkındayım, demiş yargılanırken 2005'te. Basında en çok erkek arkadaşı ile ilişkisi konuşulmuş. Charles Graner -kendisinden Lynndie'nin bir çocuğu var- Lynndie hakkında bir sürü şey söylemiş. Sapıktı zaten o, manyaktı gibi laflar etmiş. Anlayacağınız üzere hiç aşağı kalır yanı yok.
Sabrina Harman: Lynndie'nin aksine yanlış bir şey yapmadığını savunmuş. Bana verilen emirleri uyguladım. Bir hata varsa da benim değil, demiş. Onun hakkında tanıklar en çok feminen yönüne vurgu yapmış. Bir de lezbiyenliği, partneri olan ev arkadaşı ile ilişkileri çok konuşulmuş. Videolar internetlerde dolaşmış. Lynndie üç yıl ceza alırken Sabrina sadece 6 ay almış.
Megan Ambuhl: Şimdi Megan Graner olmuş az önce bahsi geçen Charles Graner ile evlenerek. Fotoğraflarını merak ediyorsanız buraya bakabilirsiniz. Abu Ghraib hapishanesinin işkenceci çetesinin bir kısmını oluşturuyor bu üç kadın. Hatta en işkenceci üç kişisi.
Janis Karpinski: Bunun hikayesi daha uzun ve karışık, size bırakıyorum. Yalnız bu son iki isim üniforma olmayınca nasıl da soccer mom görünümünde değil mi?
Bu kısımları okumam tahmin edersiniz ki haberleri okumak, fotoğraflara bakmak ile birlikte hayli uzun sürdü. Bunlardan geriye kalan kısımlarında kitabın diyor ki yazarlar; kadınlara ne oldu da böyle oldu deniyor. Hani kadın yumuşaktı, anneydi derdinde herkes. Kadını bu hale siz getirdiniz. Kadın asker fetişi. Sonra o kadınların kadınlığını yok etme çabası. Erkek gibi savaşsın, duygusal zayıflıklarından kurtulsun dediniz alın bakın böyle oldu.
Daha sonra Çeçenistan'daki "kara dullar"dan bahsediyorlar. Onlara shahidka (kitapta yanlış yazmışlar) da deniyormuş. Kadınların neden bunu yapmak zorunda kaldıklarını biraz uzaktan ve yaban bir bakışla da olsa anlatmaya çalışmışlar. Aynısını Filistinli kadın intihar bombacılarını, El-Kaide'deki kadın militanları anlatırken de yapmışlar. Kadın olmalarından ötürü anlamaya çalışırken, içinde yaşadıkları yaşadıkları coğrafya ve kültüre bakışlarının jeepiyle giderken otobüstekilere ağlayan kadından farkı yok.
18 Mayıs 2010 Salı
Mothers, Monsters, Whores- Women's Violence in Global Politics
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder