Size bu kitap hakkında söyleyeceğim en önemli şey şudur: Okurken kadayıfı yaktım. Bu size her şeyi anlatmalı.
Kitabın başında Selim İleri'nin notları var. Selim İleri'nin kitap hakkındaki düşünceleri dışında kitabın ilk yayımlanışına dair bilgiler de var. Buradan öğrendiğime göre Kerime Nadir 19 yaşında iken ailesinden gizli yazdığı Hıçkırık'ı bundan yedi yıl sonra Tan Gazetesi'ne gönderir. Nazım Hikmet, uzun bulduğu romandan gereksiz bulduğu kısımları çıkarır. Yine de büyük ilgi görür. Nasıl görmesin.
Kerime Nadir kitaplarını okurken, kavuşamayan aşıklara üzülmenin yanı sıra kadınların yaşantısına ve isimleriyle yayınladıkları hikaye ve romanlarda nasıl bir yol izlediklerine bakılabilir. Bu romanında da, Nalan-Kenan-Handan ile aşk ile şefkat arasında sıkışıp kalan kadınlara, kendi hisleri dışında bir şeyi pek de umursamayan adamlara rastlayabilirsiniz. Kenan'ın hislerine birkaç örnek:
"Fakat, öyle şiddetli bir nöbet içindeydim ki bileklerimi sert bir hamle ile kurtardıktan sonra ikinci bir hücuma hazırlandım."
"Nalan, dedim, senden sadece bir fedakarlık istiyorum, görüyorsun ki yanıyorum!"
"Ben toy bir gençtim Nalan!.. Beni çıldırttın, insanlıktan çıkardın!.."
"Onu böylece göğsümün üstünde birkaç saniye tuttuktan sonra bıraktım. Saadetimden başım dönüyor, ıstırabımdan gözlerim kararıyordu."
Kenan, Nalan'dan sonra ne yapsın...
"Ruhumda apansızın bir değişiklik olmuştu. Kırılan emellerimi, yarım kalan rüyalarımı belki de Handan tamamlayacaktı!"
Not: Eğer her gün mezar ziyaretine giden bir adam görürseniz, bunun altından ilginç şeyler çıkabilir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder