Güzel güzel siteler varken fikrimi oralara değil de buraya yazma isteğim ise bencillikten değil tamamen rahat davranabilme isteğinden. Buraya üye olduktan sonra uzunca bir süre puan vermeye bile üşenmiştim kitaplara. Üşendim çünkü çok kolay değil. Bir kitabı elinden bırakıp insan rahatça 3 diyebilir mi? Ben diyemiyorum. Her seferinde kaç olur kaç olur diye o kitapla ilgili ne düşündüysem hissettiysem tekrar tekrar gözden geçiriyorum ki çok yorucu bence. Daha önce okuduklarım için belki yine kullanırım fakat burada rahat rahat istediğim kelimelerle kitap yorumu yapmayı tercih ederim sanırım.
Bir de bazen kitap olmayabilir burada bahsedeceklerim. Bir makaleden, kısa bir yazıdan bahsedebilirim. Keyfim kahyası kaçıp gittiğinden beri kendi biliyor her şeyi.
İlk kitap eğlenceli olsun da bari yazma şevkim artsın diyerek başlıyorum:
Diary of a Wimpy Kid, a novel in cartoons by Jeff Kinney.
Pek sevimli kahranımız Greg Heffly orta okul sıralarında çektiği sıkıntıları bize günlüğü aracılığı ile bazen de çizimleri ile anlatır. Çizim deyince aklımıza hemen Küçük Prens gelmesin. Biraz Cedric tadında gibi bu kitap.
Bizim o yıllarımızda İpek Ongun kitapları vardı. Benim okuduklarımı gören bir büyüğüm bir gün gelip bu yaşta bu kitaplar sana çok ağır. Özellikle genç kızlar bunları okumalı diyerek iki kitabını vermişti. Acı içinde okumuştum hatırlıyorum. Her ne kadar Amerikalı olsa da Cadılar Bayramı'nda kapı kapı dolaşmasını vs anlatıyor olsa da bu kitabı okusam daha mutlu olurdum o zamanlar. Kendimi o kadar da yalnız hissetmezdim özellikle de aşağıdaki son cümleyi söylerken.
"Just don't expect me to be all "Dear Diary" this and "Dear Diary" that. "
"Most kids wake up early on Saturday to watch cartoons or whatever, but not me. The only reason I get out of the bed at all weekends is because eventually, I can't stand the taste of my own breath."
"I'll be famous one day, but for now I'm stuck in middle school wih a bunch of morons."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder